Bu çalışmanın temel amacı, iyi oluş odaklı insan kaynakları yönetimi ile çalışan dayanıklılığı ilişkisini ve bu ilişkide algılanan örgütsel desteğin düzenleyici rolünü ortaya koymaktır. Üç bölüm olarak tasarlanan bu çalışmanın ilk bölümünde araştırmanın temel kavramları olan iyi oluş odaklı insan kaynakları yönetimi, çalışan dayanıklılığı ve algılanan örgütsel desteğin kavramsal açıklamaları, öncül ve sonuçları belirtilmiştir. İkinci bölüm çalışmanın araştırma kısmına yönelik olarak hazırlanmış ve araştırmanın teorik arka planı, geliştirilen araştırma modeli, araştırma soruları ve o sorulara istinaden hazırlanan araştırma hipotezleri kuramsal gerekçeleri ile birlikte sunulmuştur. Üçüncü ve son bölümde ise araştırmanın yöntemi ve araştırmada kullanılan ölçekler, araştırmanın örneklemi, yürütülen analizler ve bulgular paylaşılmıştır. Nicel araştırma yöntemlerinin benimsendiği bu çalışmada veri toplama aracı olarak anket kullanılmıştır. Analizlere geçmeden önce hali hazırda Türkçe uyarlaması mevcut olmayan iyi oluş odaklı insan kaynakları yönetimi ölçeğinin Türkçe uyarlama çalışması yapılmıştır. Çalışmada kullanılan tüm istatistiki analizler Jamovi programı yardımı ile yapılmıştır. Araştırmanın örneklemi Marmara Bölgesi'nde farklı sektörlerde çalışan 512 beyaz yakalı çalışandan oluşmaktadır. Verilerin analiz sürecinde tanımlayıcı istatistiki analizler, geçerlilik, güvenilirlik, korelasyon testi, düzenleyici (moderatör) etki ve basit eğim analizleri gerçekleştirilmiştir. Araştırma bulgularına göre iyi oluş odaklı insan kaynakları yönetiminin iş güvencesi, eğitim ve geliştirme, bilgi paylaşımı, iş kalitesi ve ilk amirle ilişki boyutları ile çalışan dayanıklılığı arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Düzenleyici etki analizi sonuçlarına göre de bahsi geçen beş boyutun çalışan dayanıklılığı ile ilişkisinde algılanan örgütsel desteğin pozitif yönlü, zayıf ve istatistiki açıdan anlamlı düzenleyici etkisi tespit edilmiştir. Belirsiz ve zorlu koşullar altında emeklerini ortaya koyan çalışanların iyi oluşlarının önemsendiği bir yaklaşım olan iyi oluş odaklı insan kaynakları yönetimi diğer insan kaynakları yaklaşımlarından ayrışmaktadır. Karşılıklı kazanç yaklaşımı çerçevesinde hem işletmelerin hem de çalışanların kazanımlar elde edeceği bir çerçeve sunmaktadır. Çalışan dayanıklılığı ise zorlu koşullar altında çalışmayı, mücadele etmeyi ve tekrar yeniden başlayabilmeyi ifade etmektedir. Son yıllarda hem dünyada hem de ülkemizde yaşanan ekonomik kriz, bölgesel savaş, salgın hastalıklar gibi pek çok gelişme çalışanları ve işletmeleri oldukça zorlamaktadır. Dolayısı ile Türkçe kaleme alınmış olan bu ilk eserde, iyi oluş odaklı insan kaynakları yönetimi ile çalışan dayanıklılığı ilişkisinin ve bu ilişkide düzenleyici bir değişken olarak algılanan örgütsel desteğin incelenmesi literatüre yapılmış oldukça önemli bir katkı olarak düşünülebilir.
The main purpose of this study is to reveal the relationship between well-being-oriented human resource management and employee resilience and the moderating role of perceived organizational support in this relationship. In the first part of this study, which is designed as three parts, conceptual explanations, antecedents and consequences of well-being-oriented human resource management, employee resilience and perceived organizational support, which are the basic concepts of the research, are stated. The second part is prepared for the research part of the study and the theoretical background of the research, the research model developed, the research questions and the research hypotheses prepared based on those questions are presented together with their theoretical justifications. In the third and final section, the methodology of the research, the scales used in the research, the sample of the research, the analysis conducted and the findings are shared. In this study, in which quantitative research methods were adopted, a questionnaire was used as a data collection tool. Before proceeding to the analyses, the Turkish adaptation of the well-being-oriented human resource management scale, which does not currently have a Turkish adaptation, was conducted. All statistical analyses used in the study were conducted with the help of Jamovi program. The sample of the study consists of 512 white-collar employees working in different sectors in the Marmara Region. In the data analysis process, descriptive statistical analyses, validity, reliability, correlation test, moderator effect and simple slope analyses were performed. According to the research findings, there is a significant and positive relationship between job security, training and development, information sharing, job quality and relationship with immediate supervisor dimensions of well-being-oriented human resource management and employee resilience. According to the results of moderating effect analysis, a positive, weak and statistically significant moderating effect of perceived organizational support on the relationship between these five dimensions and employee resilience was found. Well-being-oriented human resource management, which is an approach that cares about the well-being of employees who put forth their efforts under uncertain and challenging conditions, differs from other human resource approaches. Within the framework of the mutual gain approach, it offers a framework in which both businesses and employees will gain gains. Employee resilience, on the other hand, refers to the ability to work, struggle and start again under challenging conditions. In recent years, many developments such as the economic crisis, regional wars, epidemics in the world and in our country have been challenging both employees and businesses. Therefore, in this first work written in Turkish, examining the relationship between well-being-oriented human resource management and employee resilience and perceived organizational support as a regulating variable in this relationship can be considered as a very important contribution to the literature.