Bu araştırmada psikolojik sağlamlık ile öz anlayış ve kişilerarası ilişkilerde bağlanma stilleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada ayrıca çocuk sayısı ile psikolojik sağlamlık arasında ilişki olup olmadığı ve psikolojik sağlamlığın cinsiyet, çalışma durumu, eşin çalışma durumu yaş, evlilik süresi ve öğrenim durumuna göre farklılaşıp farklılaşmadığı da incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubu, yaşı 18 ve üzeri olan 574 kadın (% 55.9) ve 452 erkek (% 44.1) olmak üzere toplam 1026 evli bireyden oluşmaktadır. Araştırmanın verileri; "Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği", "Öz Anlayış Ölçeği", "Kişilerarası İlişkilerde Bağlanma Stilleri Ölçeği" ve araştırmacı tarafından oluşturulan "Kişisel Bilgi Formu" ile toplanmıştır. Araştırmada psikolojik sağlamlık ile öz anlayış, kişilerarası ilişkilerde bağlanma stilleri (güvenli, kaygılı, kaçınmacı) ve çocuk sayısı arasındaki ilişkiler korelasyon ve regresyon analizi ile incelenmiştir. Ayrıca, cinsiyet, çalışma durumu, eşin çalışma durumu, yaş, evlilik süresi ve öğrenim durumuna göre psikolojik sağlamlık düzeyinin önemli bir biçimde farklılaşıp farklılaşmadığı bağımsız örneklem t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ile incelenmiştir. Korelasyon analizi sonucunda, psikolojik sağlamlık ile öz anlayış, güvenli bağlanma, kaygılı bağlanma, kaçınmacı bağlanma ve çocuk sayısı arasında anlamlı ilişki olduğu tespit edilmiştir. Regresyon analizi sonucunda ise, evli bireylerin psikolojik sağlamlık düzeylerini öz anlayış, güvenli bağlanma ve kaygılı bağlanma değişkenlerinin istatistiksel açıdan anlamda düzeyde yordadığı; kaçınmacı bağlanma değişkeninin yordamadığı belirlenmiştir. Ayrıca, araştırmada evli bireylerin psikolojik sağlamlık düzeylerinin cinsiyet, çalışma durumu, eşin çalışma durumu, yaş ve öğrenim durumuna göre istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde farklılaştığı; evlilik süresine göre anlamlı bir farklılaşma olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen bulgular, ilgili alanyazın bağlamında tartışılmıştır.
In this study, it was aimed to examine the relationship between resilience, self-compassion and attachment styles in interpersonel relationships. It was also examined whether there is a relationship between the number of children and resilience and whether resilience differs according to gender, employment status, spouse's employment status, age, duration of marriage and educational status. The study group consists of a total of 1026 married individuals, 574 female (55.9%) and 452 male (44.1%) aged 18 and above. As data collecting tools, "Personal Information Form" which was developed by researcher, "Short Resilience Scale", "The Self Compassion Scale" and "Attachment Styles Scale in Interpersonal Relationships" were used. In the study, the relationships between resilience and self compassion, attachment styles in interpersonel relationships (secure, anxious, avoidant) and the number of children were examined by correlation and regression analysis. In addition to that, independent samples t-test and one-way analysis of variance (ANOVA) were used to determine whether the level of resilience significantly differed according to gender, employment status, spouse's employment status, age, duration of marriage, and educational status. As a result of the correlation analysis, a significant relationship has been found between resilience and self compassion, secure attachment, anxious attachment, avoidant attachment, and the number of children. The result of the analysis, it has been determined that the resilience levels of the married individuals was significantly predicted by self compassion, secure attachment and anxious attachment variables, while it has been not predicted by avoidant attachment variable. Furthermore, in the study, it has been found that the resilience levels of married individuals differed statistically significantly according to gender, employment status, spouse's employment status, age and education level. On the other hand, it has been concluded that the level of resilience did not differ significantly depending on duration of marriage. The findings obtained have been discussed in the context of the literature.