Kadına yönelik şiddet, tüm dünyada yaygın olarak görülen toplumsal bir problemdir. Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da kamuoyunda bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, doğrudan kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla hazırlanmış ve taraf devletlere bağlayıcı yükümlülükler getiren bir uluslararası insan hakları sözleşmesidir. Türkiye, AK Parti hükümeti döneminde Sözleşme'nin hazırlanmasında öncü rol oynamış ve 2011 yılında İstanbul'da düzenlenen toplantıyla Sözleşme'yi ilk imzalayan ülke olmuştur. Bununla birlikte İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanmasından tam on yıl sonra, yine AK Parti hükümeti tarafından Sözleşme tek taraflı feshedilmiştir. Bu tez çalışmasının amacı, AK Parti hükümetinin İstanbul Sözleşmesi'ni imzalaması ve feshetmesiyle görünür olan politika değişiminin altında yatan nedenleri analiz etmektir. Nitel yaklaşımı benimseyen çalışma, örnek olay incelemesine dayanmaktadır. Çalışmanın teorik zeminini, kamu politikası değişimine ilişkin teorik bir yaklaşım sunan Savunuculuk Koalisyonu Çerçevesi (SKÇ) oluşturmaktadır. SKÇ, politika yapım süreçlerini, ortak fikir ve görüşleri paylaşan politika aktörlerinin oluşturduğu koalisyonların karşılıklı mücadelesiyle açıklayan bir yaklaşımdır. Buradan hareketle İstanbul Sözleşmesi örnek olayı merkezinde gelişen politika yapımının dinamikleri ve değişimin nedensel faktörleri SKÇ aracılığıyla analiz edilmektedir. Bu tez, İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanması ve feshedilmesi yönünde alınan siyasal kararların, kadına yönelik şiddetle mücadele alanının kendi iç dinamiklerinden ziyade makro siyasal sistemin merkezi unsurlarının karakterize ettiği konjonktürel şartlardan kaynaklandığını ortaya koymaktadır.
Violence against women is a common public problem all over the world. The Council of Europe Convention on Preventing and Combating Violence Against Women and Domestic Violence, or the Istanbul Convention, as it is known to the public, is an international human rights convention that has been prepared to directly combat violence against women and imposes binding obligations on the states parties. Turkey played a leading role in the preparation of the Convention during the AK Party government and became the first country to sign the Convention at the meeting held in Istanbul in 2011. However, exactly ten years after the signing of the Istanbul Convention, the Convention was unilaterally terminated by the AK Party government. The aim of this thesis is to analyze the dynamics underlying the policy change that became apparent with the AK Party government's signing and annulment of the Istanbul Convention. The thesis, which adopts a qualitative approach, is based on a case study. The theoretical basis of the study is the Advocacy Coalition Framework (ACF), which provides a theoretical approach to public policy change. ACF is an approach that explains policy making processes through the mutual struggle of coalitions of policy actors who share common ideas and views. From this point of view, the dynamics of policy making and the causal factors of change in the center of the Istanbul Convention case are analyzed through ACF. The thesis reveals that the political decisions to sign and terminate the Istanbul Convention are influenced by the contextual conditions characterized by the political system rather than the internal dynamics of the combating violence against women policy subsystem.