Lindbeck, dini doktrinler nasıl ele alınmalı sorusuna kültürel-dilbilimsel teorisiyle cevap vermiştir. Onun bu yaklaşımında dinler farklı kültür ve dillerin ürünü olduğu için dinler arasındaki ortak deneyim ve benzerlikler reddedilmiştir. Kültürel-dilbilimsel teorinin en ayırt edici özelliklerinden biri dinler arasında karşılaştırılamazlık ilkesini getirmiş olmasıdır. Bununla da dinler arasındaki geçişkenlik yok edilmiştir. Lidnbeck’in getirmiş olduğu bu yeni yorum dinler teolojisi tartışmalarında da yeni bir akım başlatmıştır. Postliberalizm veya tikelcilik (particularism) olarak da anılan bu yaklaşımda, çoğulculuk felsefesinin tam tersi bir yaklaşımla dinlerin farklılıkları üzerinde durulmuştur. Bu makalede Lindbeck’in kültürel-dilbilimsel teorisi tanıtılıp, dinler teolojisindeki yeri ve dinler teolojisinde temel tartışmalara etkisi analiz edilmiştir. Son olarak, Lindbeck’in teorisinin eleştirisi yapılmış ve Lindbeck’in farklılıklar üzerinde durması öteki dinlerin farklılıklarını gerçek anlamda anlamak için önemli bir gelişme olarak görülse de bunun getirmiş olduğu sorunlar vardır. Bu problemler arasında ilk olarak dinleri belli sınırlar içine hapsedip dinler arası etkileşim veya diyalogu anlamsız kılmasını sayılabilir. Başka bir problem de dinleri monolitik bir olguymuş gibi sunup hem herhangi bir din içindeki farklı yaklaşımları hem de din yorumlarının tarihsel bir gerçeklik olarak birbirlerini etkiledikleri gerçeğini görmezden gelmesidir. Son olarak Hristiyanlığın ayırt edici özelliklerini korumak adına oluşturduğu kültürel-dilbilimsel teorisi, dinlerin evrensellik düşüncesini de tehlikeye atmıştır.
Lindbeck offered his cultural-linguistic theory about how religious doctrines_x000D_
should be examined. In his approach, he denied the common experience/essence_x000D_
of different religions, thus viewing different religions as the products of different_x000D_
cultures and languages. One of the prominent elements of Lindbeck’s culturallinguistic theory is its absolute dependence on the idea of incommensurability of_x000D_
religions. By this theory, he has prevented translatability of religions. Lindbeck’s_x000D_
theory gave rise to a new approach, namely postliberalism or particularism_x000D_
within theology of religions. This article describes Lindbeck’s cultural-linguistic_x000D_
theory and analyses its place and contribution to the field of theology of religions._x000D_
It is suggested that even though his theory helps to appreciate the real_x000D_
differences of other faiths, it raises some problems, which are addressed here._x000D_
First, his theory has locked religions into certain borders in which interreligious_x000D_
dialogue has become meaningless. Second, he presents religions as monolithic_x000D_
entities, thus overlooking the diverse interpretations within a single religion and_x000D_
how religions have influenced one another historically. Finally, for the sake of_x000D_
preventing distinct features of Christianity, Lindbeck’s theory also endangers the_x000D_
concept of universality religions.
Lindbeck offered his cultural-linguistic theory about how religious doctrines should be examined. In his approach, he denied the common experience/essence of different religions, thus viewing different religions as the products of different cultures and languages. One of the prominent elements of Lindbeck’s culturallinguistic theory is its absolute dependence on the idea of incommensurability of religions. By this theory, he has prevented translatability of religions. Lindbeck’s theory gave rise to a new approach, namely postliberalism or particularism within theology of religions. This article describes Lindbeck’s cultural-linguistic theory and analyses its place and contribution to the field of theology of religions. It is suggested that even though his theory helps to appreciate the real differences of other faiths, it raises some problems, which are addressed here. First, his theory has locked religions into certain borders in which interreligious dialogue has become meaningless. Second, he presents religions as monolithic entities, thus overlooking the diverse interpretations within a single religion and how religions have influenced one another historically. Finally, for the sake of preventing distinct features of Christianity, Lindbeck’s theory also endangers the concept of universality religions.