Doktora Tezleri Koleksiyonu
https://hdl.handle.net/20.500.12619/67999
2024-03-28T18:55:00Zİşyeri Kapsayıcılığının Gelişiminde İslami Liderliğin Rolü = The Role of Islamic Leadership in the Development of Workplace Inclusivity
https://hdl.handle.net/20.500.12619/101563
İşyeri Kapsayıcılığının Gelişiminde İslami Liderliğin Rolü = The Role of Islamic Leadership in the Development of Workplace Inclusivity
Çalık Bildirici, Esra
İşletme yönetimi açısından son yıllarda üzerinde önemli çalışmalar yapılan konulardan olan işyeri kapsayıcılığı ve İslami liderlik kavramları bu çalışmanın çıkış noktasıdır. Bu çalışmanın amacı üst düzey yöneticilerin işyeri kapsayıcılığı ve İslami liderlik kavramları hakkındaki bilgi ve tutumlarını ölçmek ve işyeri kapsayıcılığının gelişiminde İslami liderliğin rolünü tespit etmektir. Araştırmada öncelikle teorik olarak liderlik, İslami liderlik ve işyeri kapsayıcılığı kavramları ele alınmıştır. Araştırmanın ilk bölümünde liderlik kavramı açıklanmış ve işletme yönetimi açısından tarihsel süreç içerisinde ele alınmıştır. Bu bağlamda liderlik teorileri klasik ve modern liderlik teorileri olarak ayrı başlıklar altında açıklanmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde İslami liderlik kavramı ele alınmıştır. İslami liderlik kavramının tanımı yapıldıktan sonra İslamli liderliğin boyutları ve İslami liderlerin taşıması gereken özellikler 14 başlıkta ele alınmıştır. Bölüm sonunda ise geleneksel liderlik ile İslami liderliğin farkları ele alınmıştır. Araştırmanın üçüncü bölümünde işyeri kapsayıcılığı kavramı ele alınmış olup işyeri kapsayıcılığı kavramının tanımı, özellikleri, faydaları, önemi ve işyeri kapsayıcılığı ile farklılıkların yönetimi kavramlarının farkları ele alınmıştır. Araştırmanın uygulama kısmında çeşitli sektörlerde faaliyette bulunan CEO, CFO vb. ünvanlara sahip yöneticiler ile mülakatlar yapılmıştır. 33 üst düzey yöneticiyle yapılan mülakatlar nitel analizler için elverişli bir analiz programı olan MAXQDA aracılığıyla incelenmiş elde edilen veriler yorumlanmıştır. Yapılan analizler sonucunda Türkiye'de işletme yönetimi açısından İslami liderlik ve işyeri kapsayıcılığının pek duyulmadığı ancak uygulamada yöneticilerin hem İslami lider davranışları hem de kapsayıcı uygulamaları yaptıkları tespit edilmiştir. Bu çalışma neticesinde kavramların bilinirliği ve tanımlamaları tespit edilmiş olup bu kavramların özellikleri de belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmaya konu örgütlerin kapsayıcılık faaliyetleri, uyguladıkları liderlik stratejileri ve İslami liderliğin işyeri kapsayıcılığına etkisi tespit edilmiştir.; The concepts of inclusive workplace and Islamic leadership, which have been studied in recent years in terms of business management, are the starting point of this study. The aim of this study is to measure the knowledge and attitudes of top managers about workplace inclusion and Islamic leadership concepts and to determine the role of Islamic leadership in the development of inclusive workplaces. In the research, first of all, the concepts of leadership, Islamic leadership and inclusive workplace were discussed theoretically. In the first part of the research, the concept of leadership is explained and discussed in terms of business management in the historical process. In this context, leadership theories have been tried to be explained under separate headings as classical and modern leadership theories. In the second part, the concept of Islamic leadership is discussed. After defining the concept of Islamic leadership, the dimensions of Islamic leadership and the characteristics that Islamic leaders should have are discussed under 14 headings. At the end of the chapter, the differences between traditional leadership and Islamic leadership are discussed. In the third part of the research, the concept of inclusive workplace is discussed and the definition, features, benefits, importance of inclusive workplace and the differences between inclusive workplace and diversity management are discussed. In the application part of the research, interviews were conducted with executives with CEO, CFO etc. titles, operating in various sectors. Interviews with 33 senior managers were analyzed through MAXQDA, an analysis program suitable for qualitative analysis, and the data obtained were interpreted. As a result of the analyzes, it has been determined that Islamic leadership and inclusive workplace in terms of business management is not heard much in Turkey, but in practice, managers implement both Islamic leader behaviors and inclusive practices. As a result of this study, the awareness and definitions of the concepts were determined and the characteristics of these concepts were also tried to be determined. Inclusive activities of the organizations that are the subject of the study, the leadership strategies they implement and the effect of Islamic leadership on inclusive workplace have been determined.
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.
2023-01-01T00:00:00ZManevi İçerikli Gelişim Destek Programının Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Çocuk Sahibi Ebeveynlerin Umutsuzluk, Dini Başa Çıkma ve Psikolojik İyi Oluş Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi = Study on the Effect of Spiritual Development Support Program on Hopelessness, Religious Coping and Psychological Well-Being Levels of Parents who have Children with Autism Spectrum Disorder
https://hdl.handle.net/20.500.12619/101562
Manevi İçerikli Gelişim Destek Programının Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Çocuk Sahibi Ebeveynlerin Umutsuzluk, Dini Başa Çıkma ve Psikolojik İyi Oluş Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi = Study on the Effect of Spiritual Development Support Program on Hopelessness, Religious Coping and Psychological Well-Being Levels of Parents who have Children with Autism Spectrum Disorder
Duran, Mehmet Emrullah
Bu araştırmanın amacı manevi içerikli gelişim destek programının otizmli çocuğu olan ebeveynlerin umutsuzluk, dini başa çıkma ve psikolojik iyi oluş düzeylerine etkisinin nicel ve nitel yöntemler aracılığıyla incelenmesidir. Çalışma karma model araştırma desenlerinden olan açıklayıcı sıralı desene göre tasarlanmıştır. Araştırmanın nicel boyutu deney ve kontrol gruplu ön test, son test ve izleme testi modelinde deneysel desene dayanmaktadır. Araştırmanın nitel boyutunda ise Manevi İçerikli Gelişim Destek Programına katılan ebeveynlerle bireysel görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunda 30 ebeveyn (15 deney – 15 kontrol) yer almıştır. Araştırmanın verileri Beck Umutsuzluk Ölçeği, Kısa Dini Başa Çıkma Ölçeği, Psikolojik İyi Oluş Ölçeği, kişisel bilgi formu ve yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla toplanmıştır. Nicel verilerin analizinde parametrik olmayan Mann-Whitney U Testi ve Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılmıştır. Nitel veriler ise betimsel analizle çözümlenmiştir. Deneysel işlem sürecinde kontrol grubuna herhangi bir işlem uygulanmazken deney grubuna 10 seanstan oluşan manevi içerikli gelişim destek programı uygulanmıştır. Araştırmanın nicel bulgularına göre Manevi İçerikli Gelişim Destek Programına katılan ebeveynlerin program sonrasında kontrol grubundaki ebeveynlere göre umutsuzluk ve olumsuz dini başa çıkma düzeylerinde anlamlı bir azalış, olumlu dini başa çıkma ve psikolojik iyi oluş düzeylerinde ise anlamlı bir artış gerçekleşmiştir. Bununla birlikte ebeveynlerin izleme ölçümlerinde umutsuzluk düzeylerindeki azalış ve olumlu dini başa çıkma ile psikolojik iyi oluş düzeylerindeki artış kalıcılığını korurken olumsuz dini başa çıkma düzeylerindeki azalış ise devamlılık göstermemiştir. Araştırmanın nitel bulgularına göre deney grubunda yer alan ebeveynler yaşamlarıyla ilgili sevgi, sorumluluk ve öz kabul çerçevesinde bir anlam oluşturduklarını dile getirmişlerdir. Katılımcılar program sayesinde hem umutsuzlukla başa çıkabilecekleri psiko-sosyal ve manevi destek kaynaklarını öğrendiklerini hem bilişsel çarpıtmalarının yol açtığı olumsuz duygu, düşünce ve davranışlarını fark ettiklerini hem de manevi çatışmalarını çözerek çocuklarıyla olan problemli ilişkilerini düzelttiklerini belirtmişlerdir.; The aim of this study is to examine the effect of spiritual development support program on hopelessness, religious coping and psychological well-being levels of parents who have children with autism spectrum disorder using quantitative and qualitative methods. The study was designed according to the sequential descriptive design, which is one of the mixed research designs. The quantitative dimension of the study is based on an experimental design of pre-test, post-test and follow-up test model, with experimental and control groups. In the qualitative dimension of the study, individual interviews were conducted with the parents who participated in the Spiritual Development Support Program. The study group consists of 30 parents (15 experimental - 15 control). Data for the study were collected through the Beck Hopelessness Scale, Brief Religious Coping Scale, Psychological Well-being Scale, personal information form and semi-structured interview form. Non-parametric Mann-Whitney U Test and Wilcoxon Signed Ranks Test were used in order to analyze quantitative data. Qualitative data were analyzed using descriptive analysis. During the experimental process, no procedure was applied to the control group while spiritual development support program consisting of 10 sessions was applied to the experimental group. According to the quantitative findings of the study, there was a significant decrease in hopelessness and negative religious coping levels, and a significant increase in positive religious coping and psychological well-being levels among the parents who participated in the Spiritual Development Support Program compared to the parents in the control group after the program. However, while the decrease in hopelessness levels and the increase in positive religious coping and psychological well-being levels among parents persisted in the follow-up measurements, the decrease in negative religious coping levels didn't. According to the qualitative results of the study, the parents in the experimental group expressed that they give meaning to their lives in the context of love, responsibility and self-acceptance. The participants indicated that thanks to the program, they learned about psychosocial and spiritual support resources for coping with hopelessness, became aware of negative emotions, thoughts and behaviors caused by cognitive distortions and resolved their spiritual conflicts which helped them to improve their problematic relationships with their children.
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.
2023-01-01T00:00:00ZKentsel Politika Yapımında Ağ Yönetişimi Yaklaşımı: İstanbul Toplu Ulaşım Politikası Örneği = Network Governance Approach in Urban Policy Making: The Case of İstanbul Public Transportation Policy
https://hdl.handle.net/20.500.12619/101560
Kentsel Politika Yapımında Ağ Yönetişimi Yaklaşımı: İstanbul Toplu Ulaşım Politikası Örneği = Network Governance Approach in Urban Policy Making: The Case of İstanbul Public Transportation Policy
Demirol Duyar, Duygu
Kamu yönetimi disiplininin post-modern tartışma konularından biri olan ağ yönetişimi, günümüz ağ toplumlarında yeni bir örgütlenme modeli olarak görülmektedir. Gerek ulusal gerek yerel bağlamda politik ve yönetsel süreçlerin karmaşıklığı karşısında devlet, toplum, piyasa aktörleri arasında kurulan ağ ilişkilerine dayalı bu örgütlenme modeli iş birliği, koordinasyon, yatay ilişkiler, karşılıklı bağımlılık, gayri resmilik, çok aktörlülük, gönüllülük, müzakere gibi araçlar yoluyla sorunların çözülebileceğini önermektedir. Ancak yaklaşımın içerdiği ağ ve yönetişim unsurlarının varlığı, sorunların karmaşık niteliği bu örgütlenme modelinin daha detaylı ve eleştirel bir duruşla ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Buradan hareketle çalışmanın ana sorunsalı, İstanbul toplu ulaşım politikalarının oluşturulması ve uygulanması süreçlerinde ağ yönetişimi yaklaşımının uygulanabilirliğinin araştırılması olarak belirlenmiştir. Böylece kentsel politika oluşturma ve uygulama süreçlerinde ağ yönetişimi yaklaşımı için teorik ve pratik bağlamlar içeren bir analiz çerçevesi oluşturarak aslında bir ağ yönetişimi analizi yapmak bu tez çalışmasının amacını oluşturmaktadır. Bu amaç doğrultusunda belirlenen temel ve alt araştırma soruları ekseninde teorik bölümlerde ağ ve yönetişim, ağ yönetişimi ve kentsel politika yapımı irdelenirken; çalışmanın üçüncü bölümünde nitel ve nicel tekniklerden faydalanılan İstanbul özelinde bir örnek olay incelemesi gerçekleştirilmektedir. Çalışmada ulaşılan sonuçlara göre genel anlamda ağ yönetişimi yaklaşımının karmaşık bir sorun olarak nitelendirilebilecek İstanbul toplu ulaşım politikalarının oluşturulması ve uygulanmasında bir işleyiş zeminine sahip olduğu ancak ilgili politika aktörleri arasındaki ağ ilişkilerinin niteliği ve aktörlerin ağ yönetişimi argümanlarına yönelik algılarından bağımsız ele alınamayacağı tespit edilmektedir. Ayrıca çalışmada daha spesifik olarak doğrudan ağ yönetişimi yaklaşımının öne çıkan argümanlarına, dolaylı olarak da İstanbul toplu ulaşım politikalarının aktör, sorun ve süreç temelli özelliklerine yönelik çıkarımlar yer almaktadır.; Network governance, which is one of the post-modern discussion topics of the public administration discipline, is seen as a new organizational model in contemporary network societies. Though the complexity of political and administrative processes in both national and local contexts, this organizational model based on network relations established between state, society and market actors suggests that problems can be solved through tools such as cooperation, coordination, horizontal relations, interdependence, informality, multi-actor, volunteerism, negotiation. However, the presence of network and governance elements included in the approach and the complex nature of the problems entail a more detailed and critical approach to this organizational model. From this point of view, the main problematic of the study has been determined as investigating the applicability of the network governance approach in the processes of building and implementing Istanbul public transportation policies. Thus, the purpose of this thesis is to make a network governance analysis by creating an analysis framework that includes theoretical and practical contexts for the network governance approach in urban policy making and implementation processes. On the basis of main and sub-research questions determined in line with this purpose, network and governance, network governance and urban policy making are examined in theoretical sections; in the third part of the study, a case study, qualitative and quantitative techniques are used, is carried out in Istanbul. According to the results obtained in the study, it is determined that the network governance approach in general has an operational ground in the creation and implementation of Istanbul public transportation policies, which can be described as a complex problem, but it cannot be considered independently of the nature of the network relations between the relevant policy actors and the actors' perceptions of the network governance arguments. In addition, the study contains more specifically inferences directly to the prominent arguments of the network governance approach and indirectly to the actor, problem and process-based features of Istanbul public transportation policies.
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.
2023-01-01T00:00:00ZTürkiye'nin Sahra Altı Afrika Kamu Diplomasisi (2002-2018) = Turkey's Sub-Saharan Africa Public Diplomacy (2002-2018)
https://hdl.handle.net/20.500.12619/101561
Türkiye'nin Sahra Altı Afrika Kamu Diplomasisi (2002-2018) = Turkey's Sub-Saharan Africa Public Diplomacy (2002-2018)
Baydemir, Mehmet
Küresel siyasette son yıllarda yaşanan değişmelere bağlı olarak uluslararası ilişkiler literatüründe de yeni kavramlar ortaya çıkmakta ve yeni çalışma alanları oluşmaktadır. Özellikle iletişim alanında yaşanan gelişmelerle birlikte 2000'li yıllarda kamu diplomasisi öne çıkan kavramlardan biri olarak dikkat çekmektedir. Dinleme, gastro, spor, kültür gibi çok sayıda alt bileşenden oluşan kamu diplomasisi kamu eliyle direkt olarak hedef ülke halkına yönelik gerçekleşmektedir. Küreselleşmenin artmasıyla kıtalar arası etkileşim de tarihte hiç olmadığı kadar artmıştır. Küresel güney bu süreçte her zamankinden daha ulaşılabilir olmuş ve tarihte sömürgecilikle anılan Afrika, geleneksel sömürgeci güçlerin yanında Çin, Hindistan, Brezilya ve Türkiye gibi devletlerin ilgi gösterdiği yerlerden biri haline gelmiştir. Bu çalışmada, Türkiye için oldukça yeni bir çalışma alanı olan kamu diplomasisi kavramı Sahra Altı Afrika politikası çerçevesinde ele alınacaktır. Çalışma, Nicholas Cull'ın kamu diplomasisi için belirlediği beş bileşen (dinleme, savunuculuk, değişim (mübadele) diplomasisi, kültürel diplomasi, uluslararası yayıncılık) dışında Türkiye'nin Sahra Altı Afrika politikasına uygun görülen insani (yardım) diplomasi ve inanç (temelli) diplomasisini de ele alacaktır. 2002-2018 yılları arasındaki dönemi kapsayan çalışmada, ele alınan 7 bileşenden Türkiye için etkili olanlar belirlenecek ve sonuç kısmında çeşitli önerilerde bulunulacaktır. Çalışma, Türkiye'deki Sahra Altı Afrika çalışmalarından farklı olarak kamu diplomasisi uygulayan kurumlarla ilgili bileşenleri birlikte ele alarak literatüre katkı sağlamayı hedeflemektedir.; Depending on the changes in global politics in recent years, new concepts are emerging in the International Relations literature and new fields of study are formed. Especially with the developments in the field of communication, public diplomacy draws attention as one of the prominent concepts in the 2000s. Public diplomacy, which consists of many sub-components such as listening, gastro, sports and culture, is carried out directly for the people of the target country by the public. With the increase of globalization, intercontinental interaction has increased more than ever before in history. The global south has become more accessible than ever in this process, and Africa, which is known for its colonialism in history, has become one of the places of interest for states such as China, India, Brazil and Türkiye, as well as traditional colonial powers. In this study, the concept of Public Diplomacy, which is a fairly new field of study for Türkiye, will be discussed within the framework of Sub-Saharan Africa policy. Apart from the five components (listening, advocacy, exchange diplomacy, cultural diplomacy, international broadcasting) determined by Nicholas Cull for public diplomacy, the study will also address humanitarian (aid) diplomacy and faith (based) diplomacy, which is considered appropriate for Türkiye's Sub-Saharan Africa policy. In the study covering the period between 2002-2018, the effective ones for Türkiye from the 7 components discussed will be determined and various suggestions will be made in the conclusion part. Unlike Sub-Saharan African
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.
2023-01-01T00:00:00Z